Tasavvufla meşgul olanlar için önemli bir şeyi söyleyeceğim. İbn-i Ömer radıyallahu anh bir hadis aktarıyor bize: “Biz, Rasulullah (SAV) zamanında kadınlarımıza kötü söz sarf etmekten ve istediğimiz muameleyi yapmaktan, hakkımızda bir vahiy geliverir endişesiyle kaçınırdık. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem vefat edince istediğimiz gibi konuşmaya başladık.” Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in vefatından sonra bazı değişikliklerin olduğunu bildiren birkaç hadisten birisidir bu. “Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem zamanında, bir vahiy gelir de mahvoluruz, bize kızılır, kızma yolunda muhatap alınmış oluruz diye öğüde uyuyor, kadınlarımıza müşfik davranıyorduk, hiç rastgele davranmıyorduk, kötü söz sarf etmiyorduk. Ne zaman Rasulullah vefat etti, istediğimiz gibi davranmaya başladık!” Dikkat edin, “A” Allah yokmuş gibi davranır! Rasulullah vefat edince Rasulullah Yokmuş Gibi, Allah Yokmuş Gibi rahat davrandık diyor: “A” hali! Aslında gelmek istediğim nokta, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in kadınlara verdiği önem…
Bir başka hadis: “Dünyanızdan üç şey bana sevdirildi”. Bu hadisi ve üç şeyi biliyorsunuz. Birisi kadınlar. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e kadınların sevdirilmesini kadınların iyi incelemesi ve fark etmesi gerekiyor. Erkeklerin de! Ama kadınların özellikle fark etmesi gerekiyor! Şöyle ki; bir kere burayı kadın düşkünlüğü gibi algılamamak lazım! “Dünyanızdan üç şey bana sevdirildi, birisi kadınlarınız” hadisine “A” Takdim Formu “BEN”le bakar da Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’i kadın düşkünü gibi yorumlarsanız, bu tamamen tanrıca olur, ilahça olur! Buradaki çok farklı bir şey! Bir yanı şu: Kendi kadınlarına yüksek muhabbet! Kadınları sevdiği için kendi kadınlarına bu sevginin getirdiği yüksek muhabbet. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem eşleriyle nasıldı, eşleri Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e nasıl davranıyorlardı, bu ilişkileri, bunlarla ilgili hadisleri eşlerin okuması ve önemsemesi gerekir aslında. Birisi kendi kadınlarına muhabbettir. Bir diğeri “bütün imanlı kadınlara koruyuculuk”tur. Koruyuculuk görevi! Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem imanlı kadınların koruyucusudur! “Kadınlarınız bana sevdirildi” demek, bir yönüyle imanlı kadınlara olan koruyuculuktur!
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem tebliğini yaparken uzak ülkelerde diyorlar ki; ileri topraklarda bir adam gelmiş, kadınları koruyor! Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in böyle bir namı yayılıyor. Dikkat edin, o güne kadar dünyada hiç yayılamamış bir nam: Bir adam gelmiş, kadınları koruyor! Başka ülkelerin kadınları bunu konuşuyorlar, düşünün! Böyle bir Rasulün ümmetiyiz, eğer bu bakışı ters çevirirsek yanlış iş yapmış oluruz.
Aslında konuyu getireceğimiz yer farklı. Başka bir hadiste Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyuruyor: “Kadınlarınız size Allah’ın emanetidir.” Gelmeye çalıştığım nokta bu! Burası tasavvufla meşgul erkekler için önemlidir: Eğer bir kadın cehennemden korkan ve korunan bir kadınsa, eğer bir kadının önceliği ve duası “ey Allahım, beni örtücü olmaktan, küfür ehli olmaktan koru ve kurtar” ise ve bu telaşla amelleri varsa, bu kadın o erkeğe Allah’ın emanetidir. Eğer bir kadın; “Allahım senin razı olmadığın, hoşnut olmadığın arzu ve isteklerden beni koru ve kurtar” diye yakarıyorsa, bu kadını Allah o erkeğe emanet ediyor! Çok dikkat edin buraya! Eğer birisi böyle bir kadınla beraberse o kadına davranışlarına çok dikkat etmelidir. Eğer tasavvufla meşgul ve “Allahım beni örtücü olmaktan koru” telaşına girmiş bir kadın var ve onun da bir erkeği varsa o erkeğin imtihanı o kadındır! İşte cennet adayı olan o kadın o erkeğe Allahın emanetidir; Allahın emaneti olan kadın odur. O kadın için; “cennetin bir eşyasını sana emanet ettim” diyor. Bu emanetin çeşitli boyutları vardır. Eğer o emaneti verme görevin olursa, o kadın sayesinde cennete gidersin! Emaneti teslim edeceksin ya! Eğer o emaneti orada alacaksa senden, sen de onunla beraber cennete gidersin! Bu yüzden buna çok özen gösterelim. Bir evde öyle bir kadın varsa bilin ki, o kadın o erkeğe bu dünyada Allah’ın çok büyük bir hediyesidir. Sonsuz hayatı düşünerek baktığınız zaman Allah’ın ona verdiği çok büyük bir hediyedir. Örtücü olmaktan korunan, korunmak isteyen ve buna yönelik de telaş içerisinde olan kadın, o erkeğe Allah’ın verdiği büyük bir hediyedir. Yasin Suresi 56. ayette bahsedilen; “siz ve eşleriniz tahtlarda oturacak” denilen eşler farklı eşlerdir!
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem dünyada edinilecek şeylerden ve öneminden bahsediyor. Telaşlanıyorlar, daha detaylı bilgi isteyerek “Allahım nasıl mal edinelim, neye dikkat edelim?” diyorlar. Buyuruyor ki Efendimiz: ”Sizin cennete gitmenizi kolaylaştıracak kadınlar edinin.” Bu çok önemli bir şeydir, sizin için bundan daha önemli bir şey yok! “Şöyle malım, şöyle toprağım var, şunum var, bunum var” değil! Cennete gitmenizi kolaylaştıracak kadınlar edinin!
Bu konuyu burada neden söyledik, konunun tanrılarla ilgisi ne? Biraz sonra bahsedeceğiz, bir gizli muhtariyet vardır! Bu gizli muhtariyet en fazla eşler arasında açığa çıkar! O eşler arasında hemen açığa çıkar! Evde yalnız kaldıklarında, kendilerini birbirlerinin rakibi görürler! O gizli muhtariyet yüzünden seslerinin tonu değişir, birbirlerine davranışları değişir; ama kesinlikle kaybedenlerden olurlar, kesinlikle! Böyle bir kadınla kavga edip secdeye gitmek o kişiye çok fayda getirmez. Bu çok önemli! Efendimiz SAV; “cehennemden korunan bir kadın o erkeğe Allah’ın emaneti” olarak söylüyor. Bu kriter ve bu kadın çok önemli bir şey! Bunu çok önemsemek lazım!
Bunu ele aldığımızda bir hanımefendi demişti ki; “O zaman kadının işi daha kolay, değil mi? Yani sorumluluk erkeğe verilmiş gibi, sorumluluk erkeğinmiş gibi oluyor bu durumda.” Ne yapınca kolay? Biz işin bir yanını anlattık, “bir kadın” tarif ettik; cehennemden korunan bir kadın, yani “müttaki” bir kadın! Müttaki olan ve “Allahım beni örtücü olmaktan ve küfür ehli olmaktan koruyuver kurtarıver” diye yakarışta olan, bunu telaş edinmiş, bunu önceliği haline getirmiş bir kadın! Ya, bu kadın zaten işleri çözmüş! Bunun eşine ve hayata karşı davranışı nasıl olur bir düşünün! “Bu telaşa girmiş birisi” diyoruz, bu çok farklı bir şey ya! Çok farklı, çok önemli olduğu için emanet o! Anlatırsak, anlatmaya devam edersek hep beraber ağlarız. Bir tiyatrocunun sözüyle bitirelim; anladın sen onu. “Kadının işi daha kolay” diye düşünmek şu açıdan doğru: Eğer kadın örtücü olmazsa! Örtücü olmadığı zaman zaten hepsinin işi kolay; kadının da kolay, erkeğin de! Yeter ki örtücü olmasın, işler kolaylaşır. Örtücünün işi zor!
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in imanlı kadınlara koruyuculuğuyla ilgili şunu da ekleyeyim istiyorum. Aslında bu koruyuculuk yalnızca Efendimiz’in aramızda yaşadığı zamana ait değil! Kanaatimce, gözlemlerimce hala devam eden, şu anda var olan bir koruyuculuk! Çok dikkatimi çeken bir şey bu! Cehennemden, örtücü ilahlıktan kurtulma telaşı içerisine girmiş imanlı kadınlar, Saliha Yolu’nda salâvatı çok seviyor ve kullanıyorlarsa, onlarda çok güzel açılımları gözlüyorum. Kendimce sanıyorum ki, Efendimiz (SAV) onlara pozitif ayrımcılık yapıyor. Onlar emanet ya, onlarla ilgili çok farklı hediyeler var. Böyle birçok anı da duyuyorum, bakın bir tanesini paylaşayım:
Benim bir arkadaşım, bir kardeşim var, onun bir saliha annesi var, mübarek. Enteresan bir şey, sanki Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem onların evinde misafir, sürekli. Rüyasında sürekli Efendimiz’i görmesi o kadar normal ki. Kalkıp da o gün; “bugün Efendimiz’i gördüm” demesi çok normal karşılanıyor annesi için. Bir rüyası dikkatimi çekmişti de sizlerle paylaşayım. Salâtta huşuyla ilgili konuşurken bir hadisi okumuştuk; “Efendimiz (SAV) zamanında insanların gözleri ayaklarından ileri gitmezmiş” diye. O hadisi hatırlayacaksınız. Daha sonra bakışlar biraz yön, yer ve mevzi değiştirmiş. Ama “Efendimiz zamanında insanların gözleri ayaklarından öteye gitmezmiş” diye anlatıyor eşlerinden birisi. O mübarek arkadaşımız, paylaştığımız bu hadisi annesiyle, babasıyla, sevdikleriyle paylaşıyor. Ve o zaman annesi bir rüyasını hatırlıyor ve anlatıyor: Efendimiz bize gelmişti, uzanmak istedi, şu sedire uzandı ben de üstünü örtüyordum. Üstünü örterken “ayaklarımı örtme, ayaklarım gözüksün, oradan Rabbimi görüyorum” dedi bana. Bu rüya ile salâttaki bakış arasında kendilerince bir benzetme yapmışlar, bir ilişki kurmuşlardı. Demek istiyorum ki; Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, örtücü olmaktan korkan, korunan ve bunun için de salâvatı sevenlere, böyle kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyor. O bize “örtücü olmaktan korunun” uyarısını yapan bir Rasul, bu öğretiyi hayatıyla anlatan bir Rasul! Bunu bilmemek, bunu duymamak, öyle ölüp gitmek nasıl bir şanssızlık, Allahım muhafaza ediver! Dolayısıyla, bu muhabbetle salâvattan yararlanan salihalardan çok güzel hikâyeler, anılar duyuyor insan. İnşaAllah değerlendirenlerden oluruz, inşaAllah.
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
Sen Tanrı Mısın?
6. Baskı
Sayfa: 430-437